Sevgili blogcular,
Ben geldim. Aranızdayım. Kimi zaman karşınızda kimi zaman yanınızdayım.
Binlerce bilgi arasından süzülerek bende yer eden,
Yerleştikçe paylaşma ihtiyacı doğuran damıtılmış sözcüklerle buradayım.
Kimi zaman hak verdiğiniz, kimi zaman 'amma abartmış dediğiniz' daha çook yazılarım, daha çoooooook söyleyecek sözlerim olacak.
Hayattan derlediklerimle artık blogdayım.
Yaşasın özgürlük. Yaşasın 'yeni blog hareketi'...
Moralle devam… 46 yaşındayım. Kendi sektörümde 25. yılım. 25 yılda 4 farklı teknoloji gördüm. Telesine cihazı, 1 inç bantlar, betacamlar, analog sistem ve bu sistemlerden dijital bir dünyaya geçiş. Kurgunun dijital sistemlere taşınması ve son olarak sosyal ağlar, dijital içerikler, akıllı telefonlarla değişen iş ve iş yapma biçimleri ve giderek her şeyin dijital olması. Her fırsatta tekrarlıyorum. Bu işe aşığım. Asla bir konuda “tamam artık her şeyi öğrendim”diyemiyorsunuz. Sanırım işin en sihirli yanı. Burada iki noktayı birbirine karıştırmamak gerekiyor. Günlük, anlık olarak yenilenme ve öğrenme ile kendinize format atacak kadar yenilikçi öğrenme birbirinden farklı şeyler. Biri sizi günceller ama diğeri sizi değiştirir, dönüştürür. Hele bir de benim gibi sürekli yeni bir şeyler öğrenme ve deneyimleme peşinde iseniz yani öğrenmeyi seviyorsanız iletişim sektörüne giren, girmeyi düşünen, yeni girmiş olan ya da umutsuzca bu sektörden bir şey olmaz diyenler size sesleniyorum; “Morale...
damıtılmış sözcüklerini sabırsızlıkla bekliyoruz sibelcim!
YanıtlaSil