Aralık ayı gelince bir telaştır başlar ...
Bu yıl Noel Baba gelecek mi?
Yıl ne kadar kötü geçerse geçsin yılın son günleri hep güzeldir.
Ben yeni yılı önemsiyorum. Yılın son günlerine veda ve yeni yıla merhaba demek için selam duran heryeri ve herkesi heyecanla izliyorum. Caddelerin ışıl ışıl yanışını, alışveriş merkezlerindeki süslemeleri, mağazaların kırmızı hediye paketlerini... İnsanların telaşlarını seviyorum. Yılbaşı sofrası için alınan özel örtüleri, camların önünü süsleyen bibloları, her sene özenle süslenen yılbaşı ağacını ve ağacın tepesindeki yıldızı ve en çok da usul usul yağan karın dinginliği ile evin karanlık salonuna düşen yeni yıl ağacının ışıklarını, Ada’nın Noel Baba’ya inanıp ona verilmek üzere bize liste yazdırışını, listekileri alıp paketleri gizlice eve sokma çabamızı ve Ada uyuduktan sonra ağacın altına koyuşumuzu, akşam Noel Baba gelmiş diyerek Ada’yı uyandırışımızı ve Ada’nın yumuk yumuk gözleriyle yarı uykulu ağaca doğru koşuşunu ve sonra bana dönüp “anne evimizde baca yok Noel Baba eve nerden giriyor?” diye soruşunu, annemin Ada için hazırladığı mini sepete minik minik hediyeler yerleştirmemizi, yeni yıl öncesi Defne’yle buluşup bir cafede havuçlu kek eşliğinde içilen sıcak bir kahveyi ve ışıklarla donanmış sokağa bakarak sohbet etmeyi seviyorum.
Yeni yıl öncesini seviyorum.
Yeni yılın hayatımıza yeni bir şeyler getirebilme ihtimalini seviyorum.
Yorumlar
Yorum Gönder