Ana içeriğe atla

Kayıtlar

2010 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

NOEL BABA YİNE GELDİ

Aralık ayı gelince bir telaştır başlar ...  Bu yıl Noel Baba gelecek mi?  Yıl ne kadar kötü geçerse geçsin yılın son günleri hep güzeldir.  Ben yeni yılı önemsiyorum. Yılın son günlerine veda ve yeni yıla merhaba demek için selam duran heryeri ve herkesi heyecanla izliyorum. Caddelerin ışıl ışıl yanışını, alışveriş merkezlerindeki süslemeleri, mağazaların kırmızı hediye paketlerini... İnsanların telaşlarını seviyorum. Yılbaşı sofrası için alınan özel örtüleri, camların önünü süsleyen bibloları, her sene özenle süslenen yılbaşı ağacını ve ağacın tepesindeki yıldızı ve en çok da usul usul yağan karın dinginliği ile evin karanlık salonuna düşen yeni yıl ağacının ışıklarını, Ada’nın Noel Baba’ya inanıp ona verilmek üzere bize liste yazdırışını, listekileri alıp paketleri gizlice eve sokma çabamızı ve Ada uyuduktan sonra ağacın altına koyuşumuzu, akşam Noel Baba gelmiş diyerek Ada’yı uyandırışımızı ve Ada’nın yumuk yumuk gözleriyle yarı uykulu ağaca doğru koşuşunu ve sonra b...

COOKART ve BİZ

Yemekle aranız nasıl? Bu da soru mu şimdi. Herkesin iyidir. Bir kere herkes yemek yemeyi sever. Hele lezzetli yemeklere herkes bayılır. Bol soslu makarnalar, harika salatalar, tadı damağınızda kalan çorbalar... Sadece pahalı restoranlarda yiyebileceğinizi zannettiğiniz daha pek çok lezzet... Eşim yemeklerimi beğenmiyor! Hep aynı yemekleri yapıyorum. Ben hiç sos bilmem. Hazır yemekten sıkıldık valla. Şöyle lezzetli bir çorba olsa da içsek. Ya crème brule.? Olsa da yesek? Size yemek üzerine kurulmuş çok çook ve çooook cümleler türetebilirim ama en iyisi herkes kendi cümlesine konsantre olsun. Zira şimdi anlatacaklarım cümleniz ne olursa olsun mutlaka ilginizi çekecek. Efendim olay şöyle başladı. Günlerden bir gün işyerinde nefes alamamak ve sürekli sorunlarla boğuşmaktan bunaldığım bir anda aklımdan ağlamaklı cümleler geçiyordu. Allahım bu daha ne kadar devam edecek.? Ben hiç nefes alamayacak mıyım? Kendi kendime acıyor, offlayıp puffluyordum. Sanki ilahi bir güç beni duymuştu. O sırada ...

BUGÜN ANNELER GÜNÜ...

Bugün anneler günü. Kızım bana güzel bir şiir yazmış ve harika bir de resim yapmış... Bizim evde kutlamalar dün başladı. Daha ayakkabılarımı çıkarmadan Ada yanıma koştu ve heyecanla okul çantasından çıkardığı şeyi arkasına saklayarak ‘sana süprizim’ var dedi, ekledi: ‘Anne sen çilek reçeli seversin di mi’. Sevmesem de sevesim geldi çilek reçelini. Öyle güzel sordu öyle heyecanlı baktı ki! Okulda küçük bir kavanoza reçel koymuş ve görseniz kavanozu nasıl süslemiş… Hatırlıyorum ben de küçükken anneme plastik bir tuzluk almıştım (gülmeyin) tuzluk ne alaka diyenler olabilir. O zamanlar modaydı ve ayrıca param ona yetmişti sanırım.  Anneler günü dolayısıyla birkaç şey yazmak için bloğumu açtığımda gördüklerim canımı sıktı. Son yazımı Ekim’de yayınlamışım ve bu arada kimse bana not yazmamış.  Ben nasıl dağıttım böyle bana neler oldu inanın ben bile bilmiyorum.  En yakın arkadaşlarım bizi unuttun diye sitem ediyor, annem ‘kızım geliyorum gidiyorum hiç konuşmuyorsun’ diyor, eş...