Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Mayıs, 2009 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

BULUŞMA

Hayat insana zaman içinde ne çok şey öğretiyor. Yani telaşa gerek yokmuş diyorsun. Gençken zamandan önce gitmeye çalışırken gözün çok şey görmek istiyor da gönlün bu hıza yetişemiyor. Yıllar içinde bu telaşlı koşuşturmaya bünye dayanmıyor ve bir yerde duruyorsun. Durduğun yerden zamanın akıp gidişini seyrediyorsun. Ne demek istiyorum yani ben? Diyorum ki 15 yıl sonra neden buluştuk? Bundan önceki buluşma denememizde neden başarısız olduk? Bizim dönem İLEF’in gelmiş geçmiş en nevi şahsına münhasır dönemi. Birbirini arayan, soran, birbirine bağlı bir dönem değil anlayacağınız. Aramızda güçlü bir bağ yok. Acaba bu tam da krizde mezun olan sonra da mütemadiyen her dört yılda bir krizle mücadele eden ve bir şekilde ayakta duran bir dönem olmamızdan mı kaynaklanıyor? Ben o nedenle kendi dönemimizi ağır alçakgönüllü, akıllı ilerleyen, piyasanın gizli kahramanları olarak niteliyorum. Diyorum ki ben artık zamanı gelmişti. Hayatın peşinden koşmayı bıraktığımız bu günlerde birbirimizi arar ...

BOĞAZ'IN SULARI

Boğazın sularına attım seni... Ölümün türlü türlü halleri var… Varmış… Bunu zaman öğretti bana. Önce penceremdeki sardunya sonra masamdaki menekşe öldü. Dedem öldü sonra… Çocukluğum, hatıralarım öldü. Tanıdığım en gerçek ölümdü bu yüzüme vurulan ama hiçbir acı içimdeki hayallerimin ölümü kadar canımı yakmadı. Kalbim taşlaştı sanki… Şarkı söyleyemez, taklit yapamaz oldum… Gülemedim uzun süre… Dudaklarımda dondu heyecanlarım… Ankara da patlama oldu. Canlı bomba. Nasıl yani… İnsan bile bile ölüme nasıl gidebiliyordu ve dahası başkalarının ölümüne nasıl sebeb olabiliyordu. Ajanslar, patlama olduğu gün canlı yayında tüm vahşeti anında gözler önüne sermişti. Ertesi gün yazılı ve görsel basına görüntü ve fotoğraf yasağı getirildi. ‘Devamı gelebilir’ açıklamaları yapılıyordu. Panik havası azaltılacaktı. Bu açıklama halkın endişesini söndürebilecek miydi? Halk bu rahatlatıcı açıklamanın ardından paniğe kapılmayacak mıydı.? Yani bu açıklamanın ne kadar teskin edici olduğu ortadaydı...

ADANİL

Binlerce isim arasından özenle seçtik…Daha doğmadan bu ismin onu tamamlayacağını ve ona çok yakışacağını hissettik…Ada Nil mi? Ada mı? Nil mi? AdaNİl mi? Adanil yeni bir hayat…Adanil yaşama sevinci… hayata direnme gücü… mutluluğun habercisi…Adanil güne güneşle uyanmak akşam huzur içinde uyumak…Adanil söylenmemiş sözlerin, yazılmamış satırların, aşılmamış denizlerin adı…Adanil kızım...

BEN GELDİM...

Sevgili blogcular, Ben geldim. Aranızdayım. Kimi zaman karşınızda kimi zaman yanınızdayım. Binlerce bilgi arasından süzülerek bende yer eden, Yerleştikçe paylaşma ihtiyacı doğuran damıtılmış sözcüklerle buradayım. Kimi zaman hak verdiğiniz, kimi zaman 'amma abartmış dediğiniz' daha çook yazılarım, daha çoooooook söyleyecek sözlerim olacak. Hayattan derlediklerimle artık blogdayım. Yaşasın özgürlük. Yaşasın 'yeni blog hareketi'...